Havalar son birkaç gündür ciddi anlamda bozdu.E haliyle tüm bu programı yaparken hesaba katmamıştık bu küçük ayrıntıyı.Bir de bu yağmura soğuk da eklenince çoğu kişi haklı olarak satışı koydu(kimi bu havada çıkmak istemedi,kimi Cumartesi dolayısıyla çalışıyordu kimi de istanbulu gezmekten yorulduğunu söyledi).Kalan sağlar bizimdir dedik ve akşam plana son kez göz gezdirdikten sonra(biraz da geç uyumanın etkisiyle) ertesi gün ilk aykırılığımı yapıp geç uyandım.Değil Üsküdar'a gitmek,mutfağa bile gidesim kaçmıştı zira başımı sıcacık yorgandan çıkaramıyordum bile.Zaten pencereme dışarıdan vuran yağmur damlaları,yanmayan kalorifer peteği ve çalışma masamın üzerinde asılı duran karlı İstanbul manzaralı posterim de bulunduğum durumu baya bir köstekliyordu.Nereden geldi bilmiyorum ama yağmurlu havada yürüme fikri ağır bastı ve başladım en kalın giysilerimi aranmaya.Yaklaşık yarım saat kadar süren montumu arama girişimlerim annemin yardımıyla sonuca ulaştı.Annemin ona montumu sorarkenki tepkisini garipsediğimi hatırlıyorum( -Anne,dışarıda deli gibi yağmur ve rüzgar var,üstelik hava da soğuk!...-Soğuk mu?E burda biz yanıyoruz kızım,klimalar açık…-Yok artık!:S) Böyle işte...:S Ufak çaplı bir mont operasyonundan hemen sonra kış günlerimin kadim dostu şemsiyemi de yanıma alarak düşüyorum yollara.
Üsküdarda buluşucaz.Bu yakadan bir ben gidiyorum.Kısa bir an motor mu vapur mu diye düşünürken vapurun daha 20 dksı olduğunu gördüğüm gibi atlıyorum motora.Her zamanki gibi cam kenarı.Eminönü-Üsküdar arası tost,çay falan satıyorlardı keşke Beşiktaş'tan da olsaydı şeklindeki fikrimi mesafenin kısalığına bağlayarak bu mevzuuyu da kapatıyorum kendimce.Hareket ederkenki çarpan dalgalara bakıyorum da gözümü korkutuyor sanki,oysa daha önce çok daha kötü hava ve deniz şartlarında motorla karşıya geçmişliğim vardı.Karşıda yağmur daha yoğun yağıyor gibi geldi.Arkadaşlar da arıyor,taksidelermiş.Onları beklerken yağmurdan kaçıp saçakların altına sığınan insanlara takılıyor gözlerim.Çoğu kişi benim gibi buluşma yeri olarak seçmiş orayı,onlar 2-3 dakikada bir saatlerine bakıp birilerini beklerken-muhtemelen bikaç kişi de yağmurun dinmesini bekliyordu- ben de kafama göre hikayeler yazıyorum başrollerinde kendilerinin olduğu.Çok geçmeden görüyorum karşıdan gelen iki güzel insanı ve böylece turumuzun tek kişilik kısmından çok kişilik kısmına doğru level atlıyoruz hızla.
...
P.s: 1-15.10.2011 tarihinde gerçekleşmiş olan bir gezi, çeşitli nedenlerden dolayı( vizeler,üşenmeler,…) nasıl geç yazılır?Buyrun işte canlı örneği :))
2-Yazı uzun olduğundan 3 part şeklinde yayınlayacağım...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder