Sınav dönemini uykusuzluk,kendini bilmezlik,aşırı üşengeçlik(evde bütün işlerden elini eteğini çekme durumu) ve kırk yıl düşünse aklına gelmeyecek şarkılarla insanları hayatlarından bezdirmek şeklinde geçiren Phyruss,aynı dönemi farklı zamanlarda çok da farklı semptomlarla (evde şiddet,ölümüne sorular sorma … gibi) tamamlamaya çalışan 2 genç yavru ile birlikte kalmaktadır.
Bu yavrular,dönemin ilk haftasını iyi kötü beraber ruh sağlıklarını korumaya çalışarak başarıyla tamamış ve sınav dönemi için gelen ve son haftasına yetişerek bize iştirak edecek olan Teyzz'i beklemeye koyulmuşlardır.Alınan haberle(Bibi'nin orda yapıp gönderdiği çeşitli ve en sevilen ev yemeklerinin geleceği) birlikte yemek yapma yelpazeleri çok da geniş olmayan bu 3 öğrenci insanı sabahtan beri ağızlarına bir lokma bile koymaz ve ısrarla Teyzz'in geleceği anı beklemektedirler.'Çayı koyun,geldim' çaldırmasının akabinde evde telaş başlar ve bir anda aşağıda taksi belirir.Sonrası koşuşturmaca,sarılmaca,gülmece,eğlenmece.
Yarım saat içerisinde 2 bavul dolusu anne yemeğinin saldırılmamış olanları buzdolabına yerleştirilmiş,sohbet muhabbet edilmiş ve ortalık toplanmıştır.Buzdolabına gözleri yuvalarından çıkmış halde bakan Phyruss ve Cens'e ,Teyzz'denbir çığlık kopar:'Hadi kızlar yarın erken kalkıcaz!'…
İşte bu çığlık önümüzdeki on gün içerisinde erken yatıp erken kalkılacağın,üç öğün düzenli anne yemeği yeneceğinin,her daim toparlı bir odanın ve sürekli eleştirinin sesidir aslında.Aynı zamanda 'bütün ipler bende'nin başka bir versiyonudur:) Çok fazla maruz kalınması durumunda intihar eğilimlerine neden olsa da aslında içten içe hep sevilir,ve hatta uzun süreli yokluğunda özlenir:)
O değil yaa rüya gibi nasıl güzel bir duygudur o,uzun süredir gidemedik ama birileri İskenderun'u bizim buzdolabına getirmiş:) Teşekkürler Bibi-Teyzz,yarından itibaren bir kurallar silsilesidir başlayacak :)
Yaşasınnn! :))